Özdil ve savunma hattı

“Özdil’i savunmalıyız” dili ve yazıları ile gazetecilik etiğine bol vurgulu göndermeler yapılıyor
“Özdil’i savunmalıyız” dili ve yazıları ile gazetecilik etiğine bol vurgulu göndermeler yapılıyor. Eğer bir gazeteci yazılarından dolayı sansüre uğruyorsa ve iktidarın hışmı ile yüz yüze kalıyor, işinden oluyorsa elbette ki itiraz edilmeli. Yazar, gazeteci, kendisini mağdur edenle “it dalaşı” yapıp sonra kendisi gibi düşünmeyenlerin mağdur edilmesinde, hadlerinin bildirilmesinde aynı inançla iktidarla birleşiyorsa işte orada “durun bakalım” demeye hakkımız var.
“Efendim uğradığı sansür mağduriyeti ayrı, yazılarındaki ırkçılık ve nefret dili ayrı” savunması ile kurulan hat, bizi o dille birleşmeye ve onu meşrulaştırmaya sürükler.
Sansür meşru değildir ama sansüre karşı çıkarken bir katliamı övmekle yetinmeyip sadece Kürt oldukları için üzerinde tepinen yazıları ile “oh” diyerek iç rahatlaması geçiren birini savunmak da öyle…
Ölçümüzü ne belirliyor?
Hak ve özgürlüklerin, evrensel değerlerin yanında durup, durmadığı. Bu bir turnusoldür.
Eğip bükmeye hiç gerek yoktur. Özdil ırkçıdır ve bunu “Cumhuriyetçi” maskesi geçirerek pazarlayan bir cambazdan ibarettir.
Seslendiği kitleyi, Kürt milletvekilinin yumruklanmasını “Halkın duygularına tercüman oldu” diyerek gazlamakta, Roboski’de katledilenleri katır, eşek metaforuyla aşağılayarak yağan bombalara onay sunmakta, çakma anti emperyalistliği ile öldürülen, linç edilen ingiliz futbol taraftarı üzerinden alkışlatmakta ve her defasında okuyucusunu “ohh” çekmeye çağırmaktadır.
Irkçılığını “sorunlu yazılar” buluşu ile üstünden atlamak ise, arayı bozmayalım, ne olur ne olmazcı küçük esnaf hesapçılığıdır.
Yeni yetme çaylak bir gazeteci değil ki adam, aksine bilnçli bir nefret suçu makinesi…
Şimdi sansüre uğradı diye bir savunma hattı oluşturup, “Irkçılık ayrı, yazısına uygulanan sansür ayrı” diyerek herkesi kazılan siperlere çağırmak, onunla beraber Ahmet Türk’ü yumruklamaktır. Roboski’de çocukları bombalayıp “çocuk deyip durmayın kaçakçı onlar” demektir. “Hepimiz Ermeniyiz” yerine “Hepiniz Ermeni, hepiniz piçsiniz” diyenlerle aynı yerde bayrak sallamaktır.
Arkadaşlar, duruş dediğiniz şey objektifdir, soyut değildir.
Yandaşlar iktidar, kendisi ise bir DEVLET yazarıdır. Bu yüzden Esad üzerinden yapılan Başbakan eleştirilerine “Ben Başbakan’a Esad üzerinden laf söyletmem” diyerek azar çekmekte, madencilere, AKP’ye verdiği oy üzerinden “müstahak”lık yedirmesi yapabilmektedir.
Gazeteciliğin evrensel değerleri içine koyun Özdil’i. O değerlerin içine sığıyorsa biz de savunalım. Yoksa suni, zorlama ilkeler üretmeyin, bozmayın daha fazla adabını mesleğin.
Hepimiz biliyoruz ki, ırkçı ve nefret dolu yazıları iktidarla ortaklaştığı yerlerdi.
Siz o yazılarda, yoksa hiç iktidarı görmediniz mi?
Onun paşa gönlü hep devletten yanadır.
Biz devletin ve iktidarın gerçek mağdurlarına bakalım.