‘Yarın unutulur’ mu?

‘Yarın unutulur’ mu?

Kim yükseliyorsa güç ortaklığında, alnı ırkçılığa değiyor. Ortalık tapınmalardan, tapınanlardan geçilmiyor. Herkes yükselmek için tutunduğu ırkçılığa sıkı sıkı sarılıyor. Sarılmak yetmiyor, kendini ona kanıtlamak için kurbanlar buluyor ve üstlerine çullanıyor. Elde bayrak, dilde “vatan”, arkada devlet yağmalayıp, talan ediyorlar hayatı. Sadece hayatı değil elbette.  Bazen 

Çocuk Berivan ve birçok şey

Çocuk Berivan ve birçok şey

1930 ile 1970 yılları arasında binlerce çocuğu, “çocuk göçü” denen bir program dâhilinde gemilerle Avustralya’ya göndermişti İngiltere. Çocuklara yetim ve kimsesiz oldukları söylenmişti. Oysa yoksul ailelerin bakıma muhtaç çocuklarıydılar. Birçoğu ya annesini ya da babasını tanımıyordu. Çocuklara dalından koparıp yiyebilecekleri büyük portakal bahçelerinin olduğu ve 

65’inci gün

65’inci gün

İnsanın kendisini açlığa yatırarak, sessizliğe mahkûm edilen tüm itirazları özgürlüğe taşımaya çalışmasına, bu ülke çok tanıklık etti. Hepsi acı ama dirençli tanıklıklardır. Beton duvarlara sinen açlığın kokusu, ranzalara, yatağa, çarşafa, battaniyeye ve insana yapışır. Açlığın kokusu bulaşıcıdır. Her insanı, her vicdanı kendi içinde yeniden doğurur. 

Bir özgürlük ilanı: “Tahliyemi talep etmiyorum”

Bir özgürlük ilanı: “Tahliyemi talep etmiyorum”

AİHM, iktidarı ve onun rehin politikasını mahkûm etti. Aslında hepimizin bildiği o hakikatin, evrensel hukuk içerisinde adını koydu. Yargının, iktidarın baskı politikalarından yana konumlanmasını ve önünü ilikleyerek hazır ola geçmesini, yüzüne çarpan bir hüküm içeriyor karar. Yargının, “dış mihrak, iç mihrak” gibi, devletin bitmeyen “tehdit” 

Devletin sakalı hep “Yeşil” uzuyor

Devletin sakalı hep “Yeşil” uzuyor

Genelkurmay eski İstihbarat Daire Genel Başkanı İsmail Hakkı Pekin, Musa Anter cinayetinin, JİTEM dosyasıyla birleştirildiği mahkemenin dokuzuncu duruşmasında, tanık sıfatıyla konuşmuş ve “Yeşil” kod adlı Jitem mensubu Mahmut Yıldırım için “Yaşadığını biliyorum” diyerek, istihbarat dönemine ait ilişkilerinden edindiği bilgileri aktarmış! Yaşıyormuş “Yeşil” ve bir “hastalığa 

Yüzük sahibini arıyor

Yüzük sahibini arıyor

Artık hangi masaya otursanız, nerede birileriyle bir araya gelseniz, hangi dost sohbetine düşseniz, hangi söyleşiye, panele gitseniz, konular dönüp dolaşıp aynı sorunun etrafında kendini sabitliyor. İnsanlar kaygılı, insanlar huzursuz ve “havada konuşmamanın, görmemenin kahrolası hüznü” var. Kimse ne olacağını, nereye varacağını bilmemenin huzursuzluğu ile rahatlığı 

Yarın Cumartesi

Yarın Cumartesi

Toprağa bir canı bırakmak zordur, bir parçanızı kendi ellerinizle toprağa verdiğinizde, içinizde kocaman bir boşluk oluşur ve o boşluğun zamanla kapanacağını kulağınıza fısıldar, eşiniz, dostunuz, arkadaşınız. “Zaman” der bir kardeş, “zaman dindirir her acıyı” der bir dost, “zaman ilacıdır her şeyin” der bir yoldaş ve 

Delirmeliyiz hepimiz!

Delirmeliyiz hepimiz!

Birisi, “Mutlu olmak ile ilgili heyecanın var mı?” diyerek dolaşıyordu caddenin bir başından, diğer başına. Kimsenin onu duyup, duymaması ile hiç ilgili değildi. Sadece önüne bakıyor, yürüyor ve soruyordu. Kendi kendine konuşan, kendi kendine soran bir adam, kendi kendine bir göçmen kimsesizlik. Aynı soruyla adımladığı 

Asıl, dayanışmamak suçtur

Asıl, dayanışmamak suçtur

“Ben Berkin’in cenazesine katıldım! Bu cenazeye katılma sebebim vicdanım ve adalet arayışımdır. Evet, ben solcuyum, ben demokratım bunu asla inkâr etmem ama kusura bakmayın bunların hiçbiri suç değil.” Bu sözler, Devrimci Gençlik Dernekleri Genel Sekreteri ve İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğrencisi Berkay Ustabaş’a ait. Berkay, 

“Faşizm karşıtlığının çaresizliği” ve Demirtaş’ın Ketıl’ı

“Faşizm karşıtlığının çaresizliği” ve Demirtaş’ın Ketıl’ı

Acının kimi zaman uzağı yakın, kimi zaman ise yakını uzak eden duygusu ve içimize yerleşen öfkesi, bütün yaşadıklarımızın, yaşatılanların ve yaşatılacak olanların özeti gibidir. İki oğlu ve eşi katledilerek eline verilen Suruç’lu anne Şenyaşar’ın seslenişinden kaçmak mümkün değil işte bu yüzden. İnsan her şeyden uzaklaşabiliyor