Veda

Veda

Sanırım en çok nefes aldığım yerlerden biri oldu İleri Haber. Hem yazı yoldaşlığı yaptık, hem de dostluk.  İleri Haber Genel Yayın Yönetmeni Doğan Ergün kimi zamanki aceleci hallerime, önerilerime, ricalarıma katlanarak, dostluğun sabrını hiç eksik etmedi, sağolsun.  Köşe kapmaca oyununda, ahbap çavuş ilişkilerinin geçer akçe 

HDP yine mi anlaşıyor?

HDP yine mi anlaşıyor?

Her seçim öncesi ortalığa atılan “HDP-AKP anlaştı” propagandası, sosyal medya üzerinden yeniden başladı.  Alıcısı daha çok HDP’ye duydukları şüpheyi içlerinde büyütenlerle, nefretle onların oyuna muhtaç olmanın zorunluluğu arasına sıkışmış çaresizler, “külyutmaz” ulusalcılar ve elbette birbirine ruhen bağlı, aynı amaç için farklı kimlik ve kişiliklere bürünebilen 

Fazla mı rahatız?

Fazla mı rahatız?

Her geçen gün saldırılar artıyor. Hem içeride, hem dışarıda pervasız bir lümpen cesareti var. Kendisini güçlü hissediyor, çünkü fikri iktidarda.  Tecavüzcü kendisini güçlü hissediyor, katil kendini güçlü hissediyor, tacizci kendisini güçlü hissediyor, iktidarın verdiği desteği, bütün ezikler gibi hızla emip sokağa, caddelere taşırıyor.  Daha beteri 

Bu bir eleştiri yazısı değildir!

Bu bir eleştiri yazısı değildir!

Gazetecilik yanlış yapıldığında bir masumu öldürebilir, bir katili aklayabilir. Bu yüzden “yaşamak ciddi bir iştir” diyen Nazım’a atıfla, “gazetecilik ciddi bir iştir” ve ciddiyetini hakikate olan bağlılığından, onu nasıl taşıdığımızdan alır. O bağ bozulduğunda, kantarın ayarı da bozulur.  Gazeteciliğin, hayat, insan ve gerçek ile olan 

Rüzgarı yakalamak

Rüzgarı yakalamak

Kendisine terapi için gönderilen ve Cezayir’de görevlendirilen işkenceci Fransız bir komiserin, “Tek başına kalmak  bir isyan eylemidir” dediğini aktarır  “Yeryüzünün Lanetlileri” adlı kitabında Fanon. İşkenceci komiser, bu yüzden işkenceye çektikleri aydınları asla tek başlarına bırakmadıklarını, mutlaka yanına birini eklediklerini ve hatta sessiz düşünmelerine izin vermediklerini 

Deniz

Deniz

Aramızdan aldılar Deniz’i.  Bir hayatı daha çok gördü devlet.  Bir ülkeye, bir yaşama çok gördü.  Gencecik bir insanın canına musallat olanlar, elbirliği ile kıydılar ona. Öfkemizi “devlet düşmanlığı”, itirazlarımızı “ihanet” sayanların örgütlediği o nefret ile pusu kurup, “oh” çekenlerin katillere siper ettikleri o gögüslerinden fırlayıp, 

Zoru bozmak

Zoru bozmak

Her şey elimizden sökülüp alınıyor. Her şey gözümüzün önünde oluyor ve sancılarımızı, öfkelerimizi “Gidecekler” bahanesine teslim edip, bekliyoruz. Belirsizlik siyasetinin kuşkusu sarıyor etrafı. “Ne olacaksa bir an önce olsun” diyen iç sesimiz huzursuz. “Bakarız sonrasına” diyerek kendini tekrar eden avutmalarımız boğucu. Siyasetin labirentinde bir çıkış 

Hayallerimizi geri almak

Hayallerimizi geri almak

Süreç boşluk tanımıyor ve eğer sol muhalefet bu boşluğu doldurmakta, zamanında ve yerinde müdahale etmekte geç kalırsa, maalesef gündemin dışına itilecek ve sadece “var” olduğunu kanıtlamak için enerjisini daha çok kendisine harcamak zorunda kalacak.  Sol muhalefetin yükselen enerjisini gündemin kenarına itmeye veya yedeklemeye dönük rahatlığa 

Hafızamızın terazisi

Hafızamızın terazisi

Gülten Akın’ın “Ah kimsenin vakti yok, durup ince şeyleri düşünmeye” diyen dizeleri sesleniyor bir yerlerden hayatımıza. Kırılıp, dökülen duygularımızın arasına sızıp, uzanıyor boylu boyunca.  Derinlerde yaşıyor umut, “illegal” sayılan sözlerde nefesleniyor. Başımıza gelen, başımıza örülen her şeyin ardından biraz daha çıt ediyor yüreğimiz.  Her caddeden, her 

Sedat Peker ‘kazası’

Sedat Peker ‘kazası’

Aslında konuştukları değil, konuşmadıkları, yani “ama konuşacağız” dedikleri tehdit Sedat Peker’in. Tasfiyesi için düğmeye basıldığını muhtemelen çok önceden biliyor olması, tüm hazırlığını da buna göre yaparak ortaya çıktığını gösteriyor.  Görünen o ki, Çakıcı’nın dışarı çıkarılması için Devlet Bahçeli’nin devreye sokulması ile başlayan sürecin öncesinde kulağına